Times'ın haberine göre, İngiltere Başbakanı Boris Johnson bu hafta sonunda Muhafazakar Parti'nin Manchester'daki yıllık konferansında 2035 yılından itibaren ülkenin tüm elektriğini yenilenebilir kaynaklardan elde edeceğini resmen açıklayacak. Hükümet nükleer enerji santrallerini kapatmayacağı için bu haber tüm çevrecileri memnun etmedi. Bir kaynak, "Ülkenin doğal gaz ve diğer fosil yakıtlara olan bağımlılığını azaltmak isteyen Boris Johnson, bu hafta 2035 yılından itibaren İngiltere'nin tüm elektriğinin yenilenebilir kaynaklardan geleceğini açıklayacak" dedi. "Başbakan konuşması sırasında partisinin yenilenebilir ve nükleer enerji yatırımlarında önemli bir artışa yönelik planlarını sunacak, İngiltere ise gaz fiyatlarındaki artıştan kaynaklanan bir kriz yaşıyor."

Başbakana göre temiz enerjiye geçiş, gelecekte bu yakıtın fiyatlarındaki dalgalanmalara bağımlı olmaktan kurtulmayı sağlayacak. Ancak Electrek'in haberine göre, Britanya'da yaşayanların temel elektrik ihtiyacını karşılamak için açık deniz rüzgar enerjisi üretimini en az dört kat arttırmak ve nükleer santrallerin kapasitesini arttırmak gerekecek. Johnson dün BBC'de Andrew Marr Show'a verdiği demeçte şunları söyledi "2030 yılına kadar içten yanmalı motorlu otomobillerde yaptığımızı 2035 yılına kadar tüm enerjimiz için yapabiliriz." İngiltere 2030 yılından itibaren içten yanmalı motorlu yeni otomobil satışlarını durdurma sözü verdi.

Bazı çevreciler için bu karar yeterince radikal görünmüyor. Greenpeace İngiltere'nin baş bilim adamı Doug Parr, İngiliz hükümetini nihayet doğalgazı ülkenin elektrik sisteminden çıkarmayı kabul ettiği için selamlarken, nükleer enerjiye olan bağlılığın devam etmesinden dolayı hayal kırıklığına uğradığını söyledi. Amerika Birleşik Devletleri'nde Gates ve Buffett'ın parasıyla yeni nesil bir nükleer reaktör inşa ediliyor. Gelecekteki reaktörün en yüksek kapasitesi 500 MW olacak. Yaklaşık 400,000 eve enerji sağlayabilecek.