Dünyanın en küçük ülkelerinde yaşayanlar, iklim değişikliğine en az katkıda bulunanlar, özellikle sellerden en çok zarar görenlerdir. Ve durum giderek kötüleşiyor. Bristol Üniversitesi tarafından yapılan ve 10 Kasım'da Environmental Research Letters dergisinde yayınlanan bir araştırmaya göre durum böyle. Araştırma, gelişmekte olan küçük ada devletlerinin sakinleri arasında ortalama olarak her beş kişiden birinin - toplamda yaklaşık 8,5 milyon kişi - şu anda kıyı ve iç sellerden etkilendiğini ortaya koymuştur. Bulgulara göre, Pasifik, Karayipler, Hint Okyanusu ve Güney Çin Denizi'nde bulunan bu 57 ülkeden üçü, yani Bahamalar, Guyana ve Tuvalu, bu oranı üçe katlayarak nüfusun yüzde 60'ından fazlasını oluşturuyor.

İspanya'nın Valensiya kentinde yaşanan rekor yağış ve sel felaketinin arka planında yer alan bulgular, dünyanın her yerinde insanlar için ciddi bir sel riski olduğunu daha da vurgulamaktadır. Bristol Üniversitesi Cabot Çevre Enstitüsü'nde araştırma görevlisi olan çalışmanın başyazarı Leanne Archer şunları söyledi: “Su baskınları artık dünya çapında pek çok insan için gerçek ve endişe verici bir tehdit. Bu çalışma, genellikle göz ardı edilen gelişmekte olan küçük ada ülkelerinin, iklim değişikliğine daha az katkıda bulunmalarına rağmen, halihazırda orantısız düzeyde sele maruz kaldıklarını göstermektedir.”

Projeksiyonlar ayrıca bu ülkelerde deniz seviyesinin yükselmesi, fırtına dalgaları ve tropikal siklonlar da dahil olmak üzere aşırı yağış olaylarından etkilenen insan sayısının, küresel ısınmanın en kötü senaryosunda bile gelecekte önemli ölçüde artacağını göstermiştir. Lynn kendinden emin bir şekilde, “Sonuçlar, en düşük emisyon senaryosunda bile bu ülkeleri bu aşırı etkilere uyum sağlamaları ve azaltmaları konusunda desteklemek için bir eylem çağrısı olmalıdır” dedi. SIDS, BM'nin iklim değişikliğinin etkilerine karşı özellikle savunmasız olduğuna inandığı, 1.000 ila 7.000.000 kişi arasında daha küçük nüfusa sahip bir grup ada ülkesi ve bölgesidir.

Kıyı taşkınları önemli bir taşkın riski faktörüdür çünkü nüfus genellikle kıyı şeridi boyunca yoğunlaşmıştır. Sonuçlar, iç kesimlerdeki sellerin de aslında SIDS için büyük bir sorun olduğunu ve nüfusun genel riskinin yüzde 81 gibi büyük bir çoğunluğunu oluşturduğunu gösterdi.

Araştırmayı doktorası için yürüten Lynn şunları söyledi: 'Önceki çalışmalar sadece kıyı taşkınlarına odaklanmıştı, bu da etkinin önemli ölçüde hafife alınması anlamına geliyor. Bu aynı zamanda 57 ülkenin tamamında sel riskinin kapsamlı bir resminin ilk kez haritalanmasıdır. Modelleme, iklim değişikliğinin sera gazı emisyonlarına en az katkıda bulunan yerler ve insanlar üzerinde haksız bir etkiye sahip olduğuna dair çarpıcı kanıtlar sunmaktadır.”

İleriye dönük olarak durum daha da kötüleşecektir.